İstanbul Lisesinin rengini, armasını ve ismini taşıyan ve bu büyük irfan ocağının bağrından çıkan güzide spor yuvası İstanbulspor, Türk Spor tarihinde özgün bir yere sahiptir.
Süleymaniye Kulübü’nden ayrılmış olan Kemâl Halim Gürgen’in önderliğinde İstanbul Lisesi idareci ve talebeleri tarafından 4 Ocak 1926 tarihinde kurulur. Kulübün renkleri “Sarı-Siyah” ve arması İstanbul Lisesinin armasıdır. İstanbulspor armayı İstanbul Erkek Lisesinden farklı olarak sarı zeminin üzerine siyah olarak kullanır. Sarı-Siyah Kulübün ilk başkanı da lisenin müdürü Besim Bey’dir.
Kulüp 1927–28 sezonunda üçüncü lige alınır ve hiç yenilmeden şampiyon olarak ikinci lige yükselir. Liseye müdür olarak atanan Celal Ferdi Gökçay'ın çok büyük destek verdiği takım ertesi yıl büyük bir başarı göstererek ikinci lig şampiyonu olur ve birinci lige terfi eder.
1931-32 sezonunda Kulübün tarihinin en büyük başarısı gelir; İstanbulspor hem İstanbul hem de “Türkiye Futbol Şampiyonluğu”nu kazanır. İzmir’de yapılan finallerde tamamıyla öğrencilerden oluşan İstanbulspor Altınordu’yu 3–1 yenerek şampiyonluğa ulaşır. Gemiyle İstanbul’a dönen takımı İstanbullular Sirkeci rıhtımında büyük bir coşkuyla karşılarlar. Karşılayanlar arasında İstanbul Lisesi öğrencileri ve Efsane Müdür Celal Ferdi Gökçay da yer alır. 1932–1944 yılları arasında 3.lükten l0.luğa kadar çeşitli yerleri işgal eden İstanbulspor Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray gibi büyük kulüplerin korkulu rüyası olur.
Ancak sonraki yıllarda maddi zorluklar sebebiyle takımı birinci ligde tutmak zorlaşır. Kimi zaman ikinci lige kimi zaman üçüncü lige düşen takım 1990 yılında anonim şirket haline dönüştürülür ve şirketin yüzde 90 hissesine Cankurtaran Holding, yüzde 10 hissesine isim renk ve armanın değiştirilmemesi için camia adına İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı sahip olur.
Bu dönemde idari kadrosu tamamıyla İstanbul Liselilerden oluşan İstanbulspor AŞ.’nin Cankurtaran Holding’in elinde bulunan hisseleri 1992 yılında Uzan Grubu’na satılır ve idari kadro değişir. Grubun güçlü maddi desteği sonucunda ardı ardına gelen başarılarla 1995 yılında tekrar Türkiye Birinci Ligi’ne çıkan İstanbulspor, uzun yıllar aldığı başarılı sonuçlarla yeniden üç büyüklerin korkulu rüyası olur. Ancak 2003 yılında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) Uzan Grubu şirketlerine el koyması sonucunda İstanbulspor da el değiştirir ve fonun olur. 2006 yılında İstanbulspor TMSF tarafından satılır.
Anonim Şirket haline getirilinceye kadar İstanbul Liselilerin gönlünde ayrı bir yeri olan İstanbulspor’un misyonu, eğitim kurumuyla özdeşleşmenin getirdiği değerlerle örtüşerek 1933–34 yılında şu şekilde belirtilir:
“Yegâne isteğimiz galibiyet, mağlubiyet bertaraf,
rengimizin varlığını, onun sportmen ruhunu daima göstermek
ve onu spor muhitlerinde her zaman hürmetle andırmaktır.”
Günümüzde ise, idaresi tamamıyla İstanbul Liselilerde bulunan İstanbulspor Kulübü Derneğinin bünyesinde amatör futbol, basketbol, hentbol, voleybol, masa tenisi, eskrim ve bisiklet dallarında faaliyet sürdürülmektedir.
"İstanbulspor; tarihi, mensubu bulunan kişileri, başarıları, sporcuları ve bütün bunların yanında bir kültür yuvası oluşu ile her Türk gencini etkilemiştir. Lise hayatımda ben de bu etkilerin tesiri altında kalarak göğsümde taşıdım Sarı-Siyahlı rozeti.
Spor yöneticisi olarak, spor yazarı olarak, spor spikeri olarak yirmi senedir, bu kulübün hemen bütün hatıralarını, onun sporcu ve yöneticileri ile birlikte yaşıyorum... İstanbulspor en başarılı olduğu günlerde ve en güç anlarında dahi doğruluktan, centilmenlikten ayrılmayarak, bunların en güzel örneklerini vermiş ve sporumuzda bir anıt gibi parlamıştır... İstanbulspor bu anıtının her taşını; alın teri, açık kalpliliği ile örmüştür. Böyle bir anıtın yıkılmasına etken olabilecek hiçbir kuvvet yoktur.” (Spor yazarı Necati Karakaya)